Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız bir ülke olarak tüm dünyada tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması’nın üzerinden tam 100 yıl geçti. Lozan müzakerelerinde Türk heyetine başkanlık eden Dışişleri Bakanı İsmet İnönü, müzakerelerin en zorlu günlerinde çareyi Atatürk’e mektuplar yazarak bulmuş; Atatürk bu mektuplara aynı samimiyetle cevap verdi.
Bir milletin kurtuluşu için omuz omuza çalışan iki askerin barış için savaşırken birbirlerine sarılmalarını simgeleyen bu özel mektupları sizler için derledik.
Milli Mücadele’nin silahlı aşamasının başarıyla sonuçlanmasının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi, barış görüşmeleri için İsviçre’nin Lozan kentine davet edildi.
Lozan müzakerelerinin ilk oturumu 20 Kasım 1922’de başladı. Bu başlangıç, aylarca sürecek meşakkatli, yorucu ve sancılı diplomatik savaşın ilk kıvılcımını ateşledi.
Lozan’daki ABD gözlemcisi Büyükelçi Joseph Grew, İsmet Paşa’nın yabancı delegeler nezdindeki durumunu şu sözlerle özetledi:
İngiltere’nin deneyimli Dışişleri Bakanı Lord Curzon, İsmet Paşa’nın sarsılmaz direnişi karşısında kendini köşeye sıkıştırdı ve şöyle dedi:
İlk tıbbi konsültasyonlar başarısız oldu. İnönü, Lozan’dan ayrılmadan önce İsviçreli gazetecilere şu açıklamayı yaptı: “Bizi esir almak istediler, kabul etmedik.”
Lozan’da ikinci tür müzakereler Nisan 1923’te başladı. İsmet Paşa, Lozan’a giderken bu kez eşi Mevhibe Hanım’ı da yanına aldı.
Günler geçti, Ankara’dan onay çıkmadı, İsmet Paşa yabancı heyetler karşısında zor durumda kaldı. Sonunda beklediği cevap Atatürk’ten geldi.
Atatürk ile İnönü’nün Lozan münasebetiyle yazışmaları bunlarla da sınırlı değil. Yıllar sonra iki eski dost, birbirlerine darılınca yeniden Lozan üzerinden haberleşirler.
Mektubuna “Yüce Sevgili Atatürk” hitabıyla başlayan İnönü, ardından gözyaşları içinde yazdığı cümleleri şu şekilde sıraladı…